YOL GÖRÜNDÜ YİNE BİTPAZARINA …
Değerli Arkadaşlarım;
Uzun zamandır, “Devlet Memurlarına Yapılacak Giyecek Yardımı Yönetmeliğinde” güncelleme yapılmamış, birkaç hizmet kolu hariç Toplu Sözleşmelerde de “mevcut durumun devamına” şeklinde kararlar alınmış, memurlar adeta bitpazarına mahkûm edilmişti.
Mevcut piyasa koşullarına ve tüm uyarılara rağmen mevcut durum 2024 yılında da değişmedi. Hazine ve Maliye Bakanlığı, “Memurlara Yapılacak Giyecek Yardımı” konulu 4 sayılı genelgesini 01 Nisan 2024 tarihinde kurumlara yayımladı.
Bu genelgeye göre, memurlara giyecek yardımı olarak, erkek takım elbise için 677,09 TL, ayakkabı için 191,06 TL, kazak için 104,45 TL, gömlek için 92,67 TL, önlük için 68,30 TL ödenmesi öngörüldü.
Zaten yoksulluk sınırı altında ezilen memurların büyük bir kısmına verilmeyen, bir kısmına da kısıtlı verilen bu yardımlarla mağazadan alışveriş yapılması nerdeyse imkânsız. Sadece BİM ya da A101’den don, atlet ya da çorap veya seyyar tezgâhtan astarsız kara lastik ayakkabı veya naylon terlik almak mümkün olur, ya da bitpazarından ikinci el giyim eşyası.
Çocukluğumuzda aynı model ya da renk ayakkabı, pantolon vb. almaktan şikâyet ettiğimiz Sümerbank mağazalarını dahi günümüzde arar olduk.
Maaşları, kiraları, emekli ikramiyelerini geçtim. Basit şekilde çözülebilecek giyim yardımında dahi halimiz bu. Bitpazarı…
Şimdi sıra günün sorularında…
Gayri Safi Yurtiçi Hasıladaki payı son dört yılda %7,42 azalan yani fakirleşen biz ücretliler, giyim için bitpazarına düşmekten ve yolumuzu bitpazarına düşüren yetkili konfederasyon ve sendikalarından memnun muyuz?
Bütçeden ve refahtan payımızı aldık söylemlerine halen inanıyor muyuz?
Ve bu yalanlara, aymazlıklara, iş bilmezliğe ve yok sayılmalara daha ne kadar katlanacağız?
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel BaşkanıKamu Birliği Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı
© 13.04.2024
NİYETLER İYİ OLSUN…
Değerli Arkadaşlarım,
Geçtiğimiz günler yayımladığım yazılarımda, TÜRK-İŞ tarafından açıklanan Mart 2024 ayı yoksulluk sınırının 54.700 TL. olarak açıklandığını, Ipsos'un Şubat 2024 ayında yaptığı araştırmada, “Türkiye’de ekonomiden memnuniyetsizlik oranının % 77’ye çıktığını, TÜİK tarafından açıklanan Mart 2024 ayı enflasyon oranı ile birlikte, ilk üç ay için ortaya çıkan %15,06 oranındaki enflasyonun, 2024 yılı ilk altı ayı için verilen %15'lik memur zammını erittiğini ve yok ettiğini, memurların %90’ının yoksulluk sınırı altında kaldığını belirtmiştim.
Hatta; “Bütçeden hakkımızı, refahtan payımızı aldık” diyen yetkili ve etkisiz konfederasyon ve sendikalar bu durumu görmezler mi? Yoksulluk sınırı altında inim inim inleyen memurlar ile memur emeklilerinin sesini duymazlar mı? Vicdanları hiç sızlamaz mı? Ve dahası, halen bu konfederasyon ve sendikalara üye olan memurlar, çoluğunun çocuğunun geleceğini düşünerek kendi konumunu sorgulamaz mı?” diye de sormuştum.
Yetkili ve etkisiz siyasallaşmış konfederasyon ve sendikaların öncelikleri memur ve emekli olmadığı için, yıllardır, görmez, duymaz, vicdanları sızlamaz.
Şimdi duruma farklı bir açıdan da bakalım.
Hadi yetkili konfederasyon ve bağlı sendikaları aymazlık içerisinde. Ya hükümetimiz, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız, bu verileri bizden daha iyi bildiği halde, neden memur ve emeklilerini yoksulluk sınırı üzerinde bir ekonomik güce kavuşturmazlar?
İlk akla gelen cevap; “Bütçe yetersiz ya da kaynak yok.”
bulunursa bütçe yeterli hale gelir. Kamuda tasarruf edilebilecek ve kaynak yaratılabilecek o kadar çok konu başlığı var ki?
Bir tanesi üzerinden gidelim.
Örneğin, Varlık Vergisi…
Türkiye’de 2’nci Dünya Savaşı ile birlikte uygulanmaya başlanmış, savaş yükünü hafifletmek üzere 1942 yılında çıkarılan 4305 sayılı Varlık Vergisi Kanunu ile varlık ve yüksek gelir sahiplerinden bir sefere mahsus varlık vergisi alınarak, bütçe sorunu çözülmüş. Gölcük Depremi sonrasında da 1999 yılında çıkarılan kanunlar çerçevesinde benzer şekilde uygulama yapılmış.
Bu uygulamalara örnek olması hasebiyle, Osmanlı döneminden rivayet edilen bir olaydan da bahsetmek isterim.
Rivayet edilir ki, dönemin Şam Valisi Esat Paşa, boşalan hazine için etrafındakilerin “Halka ek vergi koyarak hazinemizi dolduralım” tekliflerine karşı “Kuzuların derilerini yüzmektense koçların yünlerini kırkmak daha iyidir.” demiş ve akabinde yüksek gelir sahipleri ve zenginlerden bütçeye aldığı paylar bütçe ihtiyacını karşılamıştır.
Artık, kuzularda yüzülecek deri kalmamıştır. Memur emekli olamıyor, olsa başını sokacağı ev alamıyor, emekli açlık sınırı altındaki maaşları ile geçinemiyor. İşin özeti, %90’ı yoksulluk sınırı altındaki memurlar ile büyük çoğunluğu açlık sınırı altındaki emeklilerin yaşama takati kalmıyor, adım adım bitişe doğru gidiyor.
O halde, gelelim sadete…
Artık sıra Esat Paşanın tabiriyle koçlardadır. Yani Türkiye ekonomisinden aslan payını alan varlık ve yüksek gelir sahibi olanlara…
Koçlar kimler mi?
Türkiye’nin büyümesindeki sektörlere, tapu dairelerine, bankalara ve aşırı değer artışı gösteren gayrimenkuller için emlak pazarlama sitelerine baktığımızda çabucak anlarız. Ne de olsa her şey dijital ortamda.
Koçlar deyince sadece kişileri algılamayalım. Şirketler, gayrimenkuller, menkul değerler, araçlar, mevduat (TL, döviz, altın) antika vb. her şeyi bu koçlara dahil edebiliriz.
Böylelikle, asrın felaketi depremler, pandemi, EYT vb. gerekçeler ile açık veren bütçeyi kısa sürede toparlar, enflasyonu düşürür, kaynak yaratabilir diye düşünüyorum.
Muhtemelen hükümetimiz de bunu düşünmüş ve seçim sonrasını beklemiş olabilir.
Bizler, yeni nesil sendikacılık parolası ile yola çıkan Kamu Birliği Konfederasyonu ve bağlı sendikaları olarak, siyasallaşmış sendikalara inat, memur ve emeklilerinin yoksulluk sınırı üzerinde ücret almalarını sağlamak, ücretlilerin Gayri Safi Milli Hasılada yıllardır düşen paylarını artırmak ve Türkiye’de ücretlilerin yaşam memnuniyet oranını artırmak amacıyla, var gücümüzle çalışacağız, mücadele edeceğiz. Haklılığımızı haykıracağız, çözümler ortaya koyacağız. Sürekli sahalarda olacağız.
Sizlerde halinizden memnun değilseniz, kamuda liyakat, ücretlerde adalet istiyorsanız, hakkım ve hukukum savunulsun diyorsanız, yanımızda olmanızı istiyor, desteğinizi bekliyoruz. Halinden memnun olanları ise varlık vergisi ödemeye davet ediyoruz.
Herkesi 11 Mayıs 2024 Cumartesi günü Büyük Ankara Mitingimize ve coşkumuza ortak olmaya bekliyoruz.
Ve diyoruz ki, Türkiye’de çözülmeyecek hiçbir sorun yoktur. Ülkemiz ve milletimiz büyüktür.
Yeter ki niyetler iyi olsun.
Kaynak ta bulunur, bütçe açığı da kapanır, memur ve emeklilerine bütçeden ve refahtan pay da verilir.
Saygılarımla…
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel BaşkanıKamu Birliği Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı
© 08.04.2024
BAHANE KALMADI…
Değerli Arkadaşlarım;
Yerel seçimler bitti, Ramazan Bayramı da önümüzdeki hafta bitiyor ve artık önümüzdeki haftadan itibaren bahane de kalmıyor.
TBMM’nin açılması ile birlikte öncelikle daha önce verilen sözler tutulmalı, bu minvalde;
• 3600 ek gösterge adaletsizliği giderilmeli, birinci dereceye gelmiş tüm memurlara herhangi bir şart getirilmeden 3600 ek gösterge verilmeli, tazminat yansıtma oranları artırılmalı,
• Kamunun kanayan yarası Yardımcı Hizmetler Sınıfı kaldırılmalı, mevcut personel kadro ve eğitimlerine uygun diğer sınıflara atandırılmalı,
• Anayasa mahkemesi kararı ile iptal edilen, toplu sözleşme ikramiyesi tüm memurlara eşit ve 538 TL’den az olmayacak şekilde verilmesi sağlanmalıdır.
TBMM tatile girmeden önce de, kifayetsiz kalan toplu sözleşmenin eksikliklerini gidermek üzere çıkarılacak torba yasalar ile;
• En düşük memur maaşı yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalı, vergi dilimi %15’te sabitlenmeli, ülkenin büyüme oranında hesap edilecek refah payı her yılbaşında ücretlere ayrıca yansıtılmalı, bu kapsamda, memurların mali haklarını düzenleyen 17 Nisan 2006 tarihli “Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlar Kararı” ile 375 sayılı KHK ve eki cetveller, sil baştan yeniden düzenlenmeli, özel hizmet tazminatı, ek özel hizmet tazminatı ve yan ödeme puanları artırılmalı,
• Emekli maaşı bağlama oranı yeniden düzenlenmeli, 7456 sayılı Kanun ile seyyanen verilen artış, taban aylıklara eklenerek emekli ücret ve ikramiyelerine de yansıtılması sağlanmalı, emekli ikramiyeleri en az 3+1 daire alabilecek şekilde piyasa rayiçlerine göre revize edilmeli,
• Memur ve emeklilerine, Ocak ve Temmuz ayları ile Ramazan ve Kurban Bayramları olmak üzere yılda dört defa net birer maaş ikramiye verilmeli,
• Sosyal yardımlar kapsamında 2024 yılı için; aile yardımı 5.000 TL’ye, çocuk yardımı her bir çocuk için 2.000 TL’ye çıkarılmalı, aile ve çocuk yardımı ödemesi, emeklilikte de devam ettirilmeli,
• Memurlara, kooperatifleşmeyi sağlamak üzere “konut edindirme yardımı” ödenmeli,
• Yemek/yiyecek yardımı mevzuatı yeniden düzenlenmeli, tayın bedeli benzeri olacak şekilde bir öğün yemek maliyeti hesaplanarak 22 gün üzerinden tüm memurlara maaşları ile birlikte topluca ödenmeli,
• Giyecek Yardımı Yönetmeliğinin, kadrolar bazında yapılacak yardım miktar ve kullanım süreleri ile ilgili hükümleri yeniden düzenlenmeli, nakit yapılan giyecek yardımı piyasa koşullarına göre güncellenmeli,
• 1994 ila 2005 yılları arasında 375 sayılı KHK kapsamında memurlara ödenen “Lojman Tazminatı” tüm memurlara piyasa rayiçlerine uygun olarak yeniden ödenmeli,
• Şef, Müdür Yardımcısı, Başmühendis ve Müdür/Şube Müdürü kadrolarında görev yapan orta ve alt düzey yönetici personele hiyerarşik bir düzen içerisinde 8.000 puana kadar görev ve 2.000 puana kadar makam tazminatı verilmeli, ek gösterge ve tazminat yansıtma oranları artırılmalı, müstakil birim müdürlüğü yapan personele “temsil tazminatı ve temsil ödeneği” verilmeli,
• Kamu mühendislerinin, mali hakları yeniden düzenlenmeli, teknik sorumluluk tazminatı verilmeli, emekli kamu mühendislerine 15.000 puan karşılığı ek ödeme yapılmalı, “Mühendislik Meslek Kanunu” çıkarılmalı, Tekniker ve Teknisyenlerin ek göstergeleri ile özel hizmet ve ek özel hizmet tazminatlarının da hiyerarşi içerisinde artırılması sağlanmalı,
• Kariyer uzmanlıklarında merkez-taşra ayırımı kaldırılmalı,
• 4688 sayılı Kanun mevcut hali ile sendikal mücadeleye uygun olmadığından, 4688 sayılı Kanunda, örgütlenme özgürlüğünün ve demokratik kuralların geçerli olduğu, dayanışma aidatı, örgütlenme barajı gibi dayatmaların olmadığı, örgütlenme engellerinin kaldırıldığı ve grev hakkının kullanılabildiği bir düzenleme yapılmalı,
• Kamu personel yönetim sistemi yeniden düzenlenmeli, 1965 yılından bugüne yaklaşık 60 yıldır 235 defa değişikliğe uğramış, yamalı bohçaya dönmüş, çağa ayak uyduramayan ve memurların ve sistemin yaşadığı sorunların temeli olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu adalet ve liyakat ilkeleri çerçevesinde sil baştan yeniden düzenlenmeli, performans değerleme sistemine dayalı, iş güvencesini koruyan, günün şartlarına ve çağa uygun özgürlükçü hale getirilmesi sağlanmalı,
• Kamuda branşlaşmayı sağlamak amacıyla; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36’ncı maddesine, “Savunma ve Güvenlik Hizmet Sınıfı”, “Mali Hizmetler Sınıfı”, “Sosyal Güvenlik Hizmetleri Sınıfı” ve “Adalet Hizmetleri Sınıfı” ihdas edilmeli,
• 15 Ocak 2016 tarihinden sonra kamu kurum ve kuruluşlara açıktan atama suretiyle istihdam edilen Devlet memurları ile kadroya geçirilen sözleşmeli personele, geçmiş dönemlerde olduğu gibi ilave bir derece verilmesi sağlanmalı,
• Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği mülakat sınavları kaldırılmalı, yazılı sınavlar ÖSYM tarafından iki yılda bir KPSS benzeri tek elden merkezi olarak yapılmalı,
• Stajda geçen süreler emeklilik hesabına dahil edilmeli, Askerlik borçlanmasının işe başlama tarihini öne çekmesi sağlanmalı, yaşanan mağduriyet giderilmelidir.
Toplumda memnuniyet yaratılması ve Bütçe ile refahtan pay alınmasının yolu budur diyoruz. Çok şey değil, hakkımız olanı istiyoruz.
Umarım ilgililer sesimizi duyar. Duyurmak için bizler Kamu Birliği Konfederasyonu olarak meydanlarda olacağız. 11 Mayıs 2024 tarihinde Büyük Ankara Mitinginde taleplerimizi tüm dünyaya duyuracağız.
Haklıyız diyebilen tüm memur ve emeklilerimizi de sesimizi daha güçlü duyurmak üzere mitingimize bekliyoruz.
Saygılarımla.
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel BaşkanıKamu Birliği Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı
© 06.04.2024
MEMURLARA VERİLEN ZAM ENFLASYONA ÜÇ AY DİRENEBİLDİ...
Mart 2024 ayı enflasyon oranının açıklaması ile birlikte, beklendiği gibi, ilk üç ay için ortaya çıkan %15,06 enflasyon, 2024 yılı ilk altı ayı için verilen %15'lik zammı eritti ve yok etti.
Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında çıkacak enflasyon, artık memurun cebinden çıkacak, alım gücü kaybı olarak yansıyacak.
Kamu çalışanları bunu hak etmiyor.
Yetkili konfederasyon ve bağlı sendikaları eserinizle öğünebilir, hatta bu durumu da kazanım olarak sunabilirsiniz.
Zaman gösteriyor ki, memurlar çabuk alışıyor, olan biteni kısa sürede unutuyor.
Buna da alışılır, sonra da her şey unutulur.
Saygılarımla.
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel BaşkanıKamu Birliği Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı
© 06.04.2024
MART AYI YOKSULLUK SINIRI 54.700 TL OLDU.
Değerli Arkadaşlarım;
TÜRK-İŞ bugün, dört kişilik bir ailenin Mart 2024 ayı açlık ve yoksulluk sınırına yönelik yaptığı araştırmanın sonucunu açıkladı. Yapılan açıklamada, dört kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 16.793 TL, gıda ile birlikte diğer tüm temel harcamaları için haneye girmesi gereken toplam gelir tutarı yani yoksulluk sınırı 54.700 TL. olarak hesaplandığı belirtildi.
Bununla birlikte TÜRK-İŞ’in açıklamalarında; “Temel mal ve hizmetlerde görülen artış geçim şartlarını her geçen gün daha da olumsuz etkilediği, yapılan araştırmada; marketlerde ürün bazlı fiyatların, ramazan ayı indirimi gerekçesiyle seçim öncesi aşağı çekildiğinin gözlemlendiği, buna rağmen özellikle gıda fiyatlarında artışın devam ettiği, başta dar ve sabit gelirli kesimler olmak üzere toplumun tüm kesimlerini etkileyen fiyat artışlarının geçim şartlarını ağırlaştırdığı, ücret gelirlerinin satın alma gücünün her geçen ay düşmeye devam ettiği” bilgisi de yer aldı.
Bu veriler ışığında, ortalama memur ücreti ile yoksulluk sınırı arasında tamı tamına 20.000 TL fark oluştu. Bu fark bir asgari ücretten daha fazla.
Değerli Arkadaşlarım, sizlerle bir bilgiyi daha paylaşmak istiyorum. Anadolu Ajansının Finans Enflasyon Beklenti Anketi'ne katılan ekonomistler, mart ayında Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) %3,67 artacağını ifade etmişler. Ocak 2024 ayında %6,7 ve Şubat 2024 ayında %4,53 oranında enflasyon gerçekleştiği dikkate alındığında, Ocak 2024 ayında memur ve emeklilerine verilen %15’lik maaş artışı şimdiden erimiş oldu.
Demek oluyor ki, memur ve emeklileri, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarındaki üç aylık enflasyon kadar alım gücü kaybına uğrayacak, bu aylardaki enflasyonu ceplerinden karşılayacak, geçim şartları daha da ağırlaşacak.
Sebep?
İşte, tek derdi aidat olan etkisiz ve kifayetsiz konfederasyon ve bağlı sendikaların zihniyeti ile sendikacılık güçlenmediği gibi kalitesi de giderek düşüyor. Dolayısıyla, imza attıkları toplu sözleşmelerin kaçınılmaz ve hazin sonucu olarak “emekli aç, memur yoksul” duruma düşüyor.
Peki, memurlar olarak bunu hak ediyor muyuz?
Değerlendirmek lazım.
Bir yanda memur ve emeklilerini 13 yıl boyunca yoksulluk sınırı altında geçim sıkıntısı ile boğuşturan ve inim inim inleten yetkili ve kifayetsiz konfederasyon ve sendikalar…
Bir yanda, umut olarak ortaya çıkan, adalet ve liyakati önceleyen, demokrasiye inanmış cesur yürekli ve kıymet bilen insanların yeri Kamu Birliği Konfederasyonu ve bağlı sendikaları…
Takdir memurların…
Sonuç?
Filozofun da dediği gibi, “değer, doğru yerde anlam bulur.” Yanlış yer değer düşürür. Yanlış yer de değer bulamaz, değer kazanamazsın. Doğru yer, gerçek ve doğru değeri belirler ve verir.
Bizim için değerlisiniz.
Doğru değeri bulmak için, sizlerde doğru yerde durmalısınız.
Saygılarımla…
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel BaşkanıKamu Birliği Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı
© 06.04.2024
HALİMİZDEN MEMNUN MUYUZ?
Değerli Arkadaşlarım;
26 Mart 2024 tarihinde www.memurlar.net haber sitesinde yayımlanan bir habere göre; Ipsos'un Şubat 2024 ayında yaptığı araştırmada “Türkiye ekonomisinin durumunu nasıl buluyorsunuz?” sorusuna “Memnun değilim” cevabını verenlerin oranı % 77 çıkmış.
Nasıl memnun olunsunlar ki?
Genel tabloya memur ve emeklileri açısından şöyle bir bakalım.
TÜRK-İŞ araştırmasına göre, Şubat 2024 ayı dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı olan açlık sınırı 16.257,18 TL’ye, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı olan yoksulluk sınırı ise 52.954,98 TL’ye, yükselmiş. Mart 2024 ayı verileri yakında yayımlanır ve bu rakamların daha da artmış olacağı kaçınılmaz bir gerçek.
Hal bu ki; Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının 22 Mart 2024 tarihinde yayımladığı “Türkiye Ekonomisinde Haftalık Gelişmeler ve Genel Görünüm Raporu” verilerine göre ortalama emekli memur maaşı 15.445,4 TL, ortalama memur maaşı ise 37.332,6 TL olarak gösterilmiş durumda. Demek oluyor ki memurların %90’ı yoksulluk sınırı altında yaşıyor.
Bu verilere göre, üç memur emeklisinin maaşı bir araya gelse dahi yoksulluk sınırının altında kalırken, ortalama memur maaşı bir asgari ücret kadar yoksulluk sınırının altında kalıyor.
Memur ve emeklileri açısından soruyorum. Buradan memnuniyet çıkar mı?
“Bütçeden hakkımızı, refahtan payımızı aldık” diyen yetkili ve etkisiz konfederasyon ve sendikalar bu durumu görmezler mi?
Yoksulluk sınırı altında inleyen memurlar ile açlık sınırı altında inim inim inleyen memur emeklilerinin sesini duymazlar mı?
Vicdanları hiç sızlamaz mı?
Ve dahası, halen bu konfederasyon ve sendikalara üye olan memurlar, çoluğunun çocuğunun geleceğini düşünerek kendi konumunu sorgulamaz mı?
Değerli Arkadaşlarım;
Olan biteni görme, duyma ve sorgulama vakti çoktan gelmiş ve geçmiştir.
Hayatınızdan ve ekonomik durumunuzdan memnun olmak ve %77’yi %1’lere düşürmek sizin de hakkınız ve görevinizdir.
Artık, siyasallaşmış sendikaların mirası “öğrenilmiş çaresizlikten” kurtulmamız şarttır. Çünkü çaresiz değiliz. Çare, sizlerin hakkınızı koruyacak ve savunacak doğru sendika ve konfederasyon seçiminizdedir.
Değerli Arkadaşlarım;
Hepimiz biliyoruz ki, otoriter yapı, karşısında örgütlü bir güç istemez. Her şeyi kabullenmiş ve öğrenilmiş çaresizlik sendromuna yakalanmış çalışanlar onlar için daha kıymetlidir. Çünkü karşısında zayıflamış bir güç varken, sistemi istediği gibi yönetmek oldukça kolay olacaktır. Bu nedenle, tüm otoriter yapı, çalışanların öğrenilmiş çaresizlik sendromuna kapılması için elinden geleni yapmaya, başarısızlık algısı yaratmaya, “bu saatten sonra artık olmaz” fikrini yaymaya çalışır.
Her şeyden önce, bu tür tuzaklara düşmememiz gerekir. Hata olur, eksiklik olur, başarısızlık olur. Başarı da başarısızlık ta hata da çalışılan ve çaba gösterilen yerde olur.
Biliyoruz ki, hiçbir hak kendiliğinden verilmez. Hak almak için çaba gerekir, mücadele gerekir.
Başka bir gerçek daha vardır ki, "hiçbir bireysel çaba toplumsal sonuçlar doğurmaz." Bu nedenle de sendikal yapılara ve örgütlü mücadelelere ihtiyaç vardır.
Bu nedenle, öğrenilmiş çaresizliklere prim vermeden, umudumuzu canlı tutarak hedefimize kararlılıkla yürümemiz, ortak çıkar ve hedefler çerçevesinde memurlar arasında “sınıf bilincimizi” oluşturmamız ve elbirliği ile mücadele etmemiz gerekir.
Kamu Birliği Konfederasyonu ve bu konfederasyon çatısı altında bir araya gelen tüm sendikalar; siyasetten uzak, dinamik, liyakatli, samimi ve dürüst kadroları ile gerçek hak ve hukuk mücadelesi için çaba göstermekte kararlıdır.
Malum, memur ve emeklileri 7 ayrı toplu sözleşmede 13 yıl kaybetmiş, bir yandan açlık sınırı civarında yaşama tutunmaya çalışılırken bir yandan da toplumdaki ekonomiden memnuniyetsizlik oranı %77’ye çıkmıştır.
Sonuç olarak, tek derdi aidat toplamak olan siyasallaşmış etkisiz konfederasyon ve sendikalara artık yeter diyoruz.
Halinden memnun olmayan tüm memurları; daha fazla zaman kaybetmeden Kamu Birliği Konfederasyonu çatısı altında yerini almaya davet ediyoruz.
Biz varız, hazırız, kararlıyız.
Saygılarımla…
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel BaşkanıKamu Birliği Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı
© 26.03.2024
TOPLU SÖZLEŞME AİDATI HAKKINDA ÖNEMLİ AÇIKLAMA
Değerli Arkadaşlarım;
Malum olduğu üzere, Anayasa Mahkemesinin 18 Ocak 2024 tarih ve 2024/12 sayılı kararı 05 Mart 2024 tarih ve 32480 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmış, buna göre 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek-4’üncü maddesindeki %2 örgütlenme barajı üzerindeki sendika üyesi memurlara aylık 538 TL toplu sözleşme ikramiyesi ödenmesini öngören ikinci fıkrası iptal edilmiştir.
Mevcut durumda, 538 TL toplu sözleşme ikramiyesi yerine 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek-4’üncü maddesi birinci fıkrasında öngörülen aylık 190 TL toplu sözleşme desteğinin tüm memurlara ödenmesi hususu gündeme gelmiştir. Bu şekliyle, 190 TL toplu sözleşme desteği üyenin ödediği aidatın altında kalmış, sendika üyesi memurların %90’ına aylık 348 TL eksik ödeme durumu ortaya çıkmıştır.
Hak ve hukuk mücadelesi kapsamında sendikal örgütlemeye zarar verebilecek ve memurun özlük haklarında geriye dönüşün bir örneği olan bu durumdan kurtulmak için, hükümetimiz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın ek toplu sözleşme, kararname, kanuni düzenleme vb. ile sorunu çözebileceği ve kayıpları telafi edebileceği değerlendirilmiş, beklenmeyen bu durum karşısında acil reaksiyon gösterilmiş, üst seviyede görüşmeler yapılmış, sendika üyesi tüm memurları ilgilendiren bu sorunun çözümü için gerekli çalışmalar başlatılmış, açıklamalar gelmeye başlamıştır.
Öncelikle belirtmek isterim ki, üyelerimiz müsterih olsun. SAVDES-SEN olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da üyemizin menfaati ne ise onu yapar, 4688 sayılı Kanunun öngördüğü en alt üye aidatı ne ise aidatları o sınıra çeker, üyelerimizin maddi kaybının olmamasını sağlarız.
Ancak, gözden kaçırılmaması gereken başka hususlarda vardır. Memurlar bu duruma nasıl geldi? Kaş yapalım derken göz nasıl çıkarıldı? Bunların da kamuoyu tarafından bilinmesi önem arz etmektedir.
Maalesef, yaşadığımız örnekte de görüldüğü üzere, toplu sözleşme masasına oturan siyasallaşmış konfederasyonların sendikal oligarşilerini kurmak için yaptıkları icraat ve attıkları adımlar yine memurları mağdur etmiştir. Örgütlenme özgürlüğünü yok etmek üzere dayatılan %1 ve %2’lik sendika örgütlenme barajı ve son toplu sözleşmede dayatılmaya çalışılan dayanışma aidatı da bu zihniyetin mahsulüdür. Her defasında memurları mağdur etmiştir.
Örneğin; memurları sendikal örgütlenmeye teşvik etmek üzere 2005 yılından itibaren aylık veya üç aylık dönemlerde 5 TL, 10 TL, 45 TL, 88 TL gibi rakamlarda ödenen toplu sözleşme ikramiyesi, Ağustos 2021 ayında imzalanan 6’ncı Dönem Toplu Sözleşmede 135 TL’den 400 TL’ye çıkarılırken 400 TL’yi almak için ise sendikalara %1 örgütlenme barajı getirilmiş, ancak %1 örgütlenme barajı Danıştay kararı ile yıkılmıştır.
Bu defa da 28 Aralık 2022 tarih ve 32057 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 7429 sayılı Kanun ile %2 örgütlenme barajı getirilmiş, Ağustos 2023 ayında imzalanan 7’nci Dönem Toplu Sözleşme ile %2 örgütlenme barajı üstünde kalan sendikaların üyelerine toplu sözleşme ikramiyesi olarak aylık 538 TL, %2 örgütlenme barajı altında kalan sendikaların üyelerine toplu sözleşme desteği olarak aylık 190 TL olarak ödenmeye başlanmıştır.
Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararı ile 7429 sayılı Kanun ile getirilen %2 örgütlenme barajı ve aylık 538 TL toplu sözleşme ikramiyesi iptal edilmiş, tüm memurlar aylık 190 TL toplu sözleşme desteği alma durumu ile karşı karşıya bırakılmıştır.
Toplu sözleşmeye katılan aç gözlü yetkili veya yetkisiz konfederasyonların süreçteki aymazlığı ve doymazlığı, memurları yoksulluk sınırı altına ittiği gibi bir yandan da elindeki toplu sözleşme ikramiyesinin yok edilmesine ve mağduriyetine sebebiyet vermiştir.
Bu konuda endişeye mahal yoktur.
Kamu Birliği Konfederasyonu ve SAVDES-SEN olarak en üst düzeyde görüşmeler yapılmış, sorunun çözümü maksadıyla yetkili birimler tarafından ek sözleşme, kanuni düzenleme vb. çalışmalar başlatılmıştır.
Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın yaptığı “Kamu görevlilerimiz müsterih olsun ve şunu iyi bilsin; bize göre yanlış olan bu kararla ilgili olarak da gerekli adımları atma noktasında üzerimize düşeni mutlaka yapacağız” sözü, sorunun çözüleceğinin açık bir göstergesidir.
SAVDES-SEN olarak, yaşanan sorunun çözümü için her türlü çaba gösterilmekle birlikte, ihtiyaç olması halinde üyelerimizin hak ve menfaatlerini korumak maksadıyla her türlü fedakârlığı göstereceğimizin de bilmesini belirtmek isteriz. Bu konuda hiçbir tereddüt yoktur. Üyemiz için varız, gücümüzü üyemizden alıyoruz.
Sonuç olarak, Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın da ifade ettiği gibi herkes müsterih olmalıdır. Memurları bu duruma düşüren, kaş yapayım derken göz çıkarak konfederasyon ve sendikalarına gerekli ders verilmelidir. Vakti çoktan gelmiştir.
Şimdi Kamuda Birlik Zamanıdır…
Bu çerçevede, tüm memur camiasını; tek derdi üye aidatı olan gözü doymaz konfederasyonları toplu sözleşme masasından kaldırmak için, gerçek hak ve hukuk mücadelesi yürüten bağımsızlığın sembolü siyasetten uzak Kamu Birliği Konfederasyonu ve bağlı sendikalarına üye olmaya davet ediyorum.
Kamuoyunun bilgisine sunulur.
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel BaşkanıKamu Birliği Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı
© 06.03.2024
ŞUBAT AYI AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRI AÇIKLANDI, MEMURLARDA YOKSULLUK ORANI %90'A ÇIKTI...
Türk-İş verilerine göre, dört kişilik bir ailenin Şubat 2024 ayı yoksulluk sınırı 52.955 TL olarak açıklandı.
Dolayısıyla, kamu mühendisleri, kamu Avukatları, taşra kariyer uzmanları, Müdürler, şefler dahil kamu çalışanlarının %90'a yakını yoksul gurubunda yer aldı.
Ocak ayında verilen %15’lik maaş artışının yarısı Ocak ayında eridi. Şubat ayı enflasyon beklenti anketleri tamamen erime noktasına geldiğine işaret ediyor.
TÜİK'in, Türkiye’nin 2023 yılı ekonomik büyüme oranını %4,5 olarak açıklamasına rağmen bu büyümeden yani refahtan memurlara hiçbir şekilde pay verilmemesi nedeniyle memurların yoksulluk sorununun çözülmesinin imkânsız olduğunu gösteriyor. Bugüne kadar yapılmış 7 ayrı toplu sözleşmede memurlara refahtan pay verilmemesi ve bu yönde çaba harcanmaması bunun en büyük gerekçesi olarak ortaya çıkıyor.
Artık umutsuz ve yalnız değilsiniz.
Kamuda liyakat ve adaleti önceleyen, donanımlı kadrolarıyla samimiyetle hak ve hukuk mücadelesi yürüten, Kamu Birliği Konfederasyonu ve SAVDES-SEN yanıbaşınızda...
Yoksulluk sınırı üzerinde insan onuruna yaraşır bir ücret ve refahtan pay almak, terfi ve atamalarda liyakatin esas alınmasını, gerçek bir hak ve hukuk mücadelesi yapılsın istiyorsanız, "Şimdi Kamuda Birlik Zamanı" diyoruz.
Bizler hazırız, kararlıyız...
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel BaşkanıKamu Birliği Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı
© 29.02.2024
Değerli Arkadaşlarım;
Siyasetten emir almayan, bir ideolojinin parçası olmayan siyasallaşmamış, sadece hak ve hukuk mücadelesi yürüten tam bağımsız bir sendika özlemi ile 22 Temmuz 2013 tarihinde SAVDES-SEN’i kurarak başladığımız sendikal mücadelemiz, toplu sözleşmelerdeki başarısızlıkları görerek hizmet kolunda genel yetkiyi alarak memurların hak ve hukuk mücadelesini toplu sözleşme masalarında korumak üzere 22 Kasım 2021 tarihinde yayımladığımız Manifesto ile farklı bir sürece evrilmiş, kurum sendikacılığı stratejisinden, hizmet kolu sendikacılığı stratejisine geçilerek 01 Büro, Bankacılık ve Sigortacılık Hizmet Kolundaki 51 kurumda örgütlenmeye başlanılmıştır. Bu süreçte, ESİM-SEN, BÇS, YARGI-SEN ve SAV-BES ile birleşilerek, birlikte yol yürümenin en güzel örneği verilmiştir.
Sendikalara getirilen %2 örgütlenme barajının oldukça üzerine çıkarak Türkiye’nin bağımsız en büyük 5’inci, hizmet kolumuzdaki 4’üncü büyük sendikası konumuna gelmemiz, saha eylemlerimiz ve yeni nesil sendikacılık duruşu ile etkin, üretken ve saygın bir sendikal mücadele sergilememiz de bu stratejinin en büyük sonucu olmuştur.
SAVDES-SEN olarak, 22 Kasım 2021 tarihinde yayımladığımız Manifestoda da belirttiğimiz ve 15 Ocak 2022 tarihinde yaptığımız 3’üncü Olağan Genel Kurulda verilen yetki dahilinde, diğer hizmet kollarında faaliyet gösteren siyasetten uzak tam bağımsız sendikalar ile bir araya gelerek tam bağımsız KAMU BİRLİĞİ KONFEDERASYONU’nun kuruluşunda yer aldık.
GENÇ SAĞLIK-SEN, ADALET-SEN, DİVA-SEN, ADİL HABER-SEN, GENÇ EĞİTİM-SEN, GENÇ BELEDİYE-SEN, SAVDES-SEN ve TEÇ-SEN olmak üzere toplam 8 sendika ve 110.000 üyeden oluşan KAMU BİRLİĞİ KONFEDERASYONU 441 Dosya Numarası ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kayıtlarında Türkiye’nin 5’inci büyük konfederasyonu olarak yerini almıştır. Hedef birinci konfederasyon olmak ve toplu sözleşme imza yetkisini almaktır.
KAMU BİRLİĞİ KONFEDERASYONU, siyasetin arka bahçesi olmadan tam bağımsız sendikal mücadelesini, bünyesindeki sekiz sendikanın güç birliği ile daha da güçlü olarak yürütecek, tüm memurların sesi olacak, yetkiyi alarak toplu sözleşme masalarında memur haklarını korumak için var gücü ile çalışacaktır.
Değerli Arkadaşlarım;
KAMU BİRLİĞİ KONFEDERASYONU demek, bağımsızlık demektir.
KAMU BİRLİĞİ KONFEDERASYONU demek, öncelikle adalet demektir.
KAMU BİRLİĞİ KONFEDERASYONU demek, etkinlik demektir.
KAMU BİRLİĞİ KONFEDERASYONU demek, yetkinlik demektir.
KAMU BİRLİĞİ KONFEDERASYONU demek, saygınlık demektir.
KAMU BİRLİĞİ KONFEDERASYONU demek, güç birliği demektir.
KAMU BİRLİĞİ KONFEDERASYONU demek, sinerji demektir.
KAMU BİRLİĞİ KONFEDERASYONU demek, güçlü bir hak ve hukuk mücadelesi demektir.
KAMU BİRLİĞİ KONFEDERASYONU demek, toplu sözleşme masasına talip olmak ve memur haklarını koruma çabası içinde olmak demektir.
Değerli Arkadaşlarım;
KAMU BİRLİĞİ KONFEDERASYONU olarak artık daha güçlüyüz. Memur ve emeklilerini açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasına hapsetmiş siyasallaşmış promosyon sendikalarına dur demeye, gasp edilmiş hakları geri almaya, memur ve emeklilerini insan onuruna yaraşır mali ve sosyal haklara kavuşturmaya geliyoruz.
Biz hazırız, kararlıyız. Herkesi gerçek hak ve hukuk mücadelesinin yürütüleceği KAMU BİRLİĞİ KONFEDERASYONU Ailesine destek vermeye ve birer ferdi olmaya davet ediyoruz.
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel BaşkanıKamu Birliği Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı
© 16.01.2024
SON KALE SAVDES-SEN...
Memur ve emeklilerini açlık sınırına getiren ve kayırmacılığın sembolü haline gelen "siyasallaşmış konfederasyon ve sendikalara" dur demenin zamanı gelmiş ve geçmiştir.
Memurların kurtuluşu ve geleceği tam bağımsız sendikalardadır.
Etkin, üretken, saygın ve yeni nesil sendikacılığın örneği, siyasallaşmamış tam bağımsız sendika olan, vatan, millet ve bayrak sevdalısı SAVDES-SEN, gerçek hak ve hukuk mücadelesi özlemi taşıyan tüm memurlara hizmet etmek için hazırdır, kararlıdır.
Birlikte mücadele etmek için, kapımız da gönlümüz de tüm memur arkadaşlarımıza açıktır.
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel Başkanı
© 16.01.2024
MAAŞ ARTIŞI MI? YOKSA ALGI MI?
Değerli Arkadaşlarım;
Malum, TÜİK tarafından Aralık 2023 ayı enflasyonu %2,93 olarak açıklanmış, son altı ayda oluşan %29,78 oranındaki enflasyon farkına %15’lik toplu sözleşme artışının eklenmesi suretiyle memur maaşlarının Ocak 2024 ayından itibaren %49,25 oranında artması kesinleşmiştir.
Basın ve sosyal medyada yapılan açıklamalar toplumda “Memurlar Ocak ayında %50 zam aldı.” algısını oluşturmuş, her zaman olduğu gibi oluşan algının doğal sonucu olarak; kiralara, ulaşıma, devlet hizmet kalemlerine, vergilere, para cezalarına, gıda ve giyime zam sıraya girmiştir.
Halbuki, enflasyon farkı zam değildir. Geçmiş altı ayın alım gücü kaybıdır.
Memurlara verilen zam oranı sadece %15’tir ve bu oran, %36’lık Merkez Bankasının 2024 yılı enflasyon beklentisi ile AA Finans'ın 10 ekonomistin katılımı ile yaptığı anket sonucunda ortaya çıkan %42,39’luk 2024 yılı enflasyon beklentisinin oldukça altındadır.
Söylemeden geçilmeyecek başka bir konu, yoksulluk sınırı. TÜRK-İŞ, Aralık 2023 ayı dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırını 47.009 TL olarak açıklamıştır.
Üst düzey yönetici ve kariyer meslekleri hariç var mı bu ücreti alan memur? Memurların %80’i bu rakamın altında ücret alıyor.
Mevcut duruma bakıldığında, kifayetsiz toplu sözleşmelerin memurun derdine derman olamadığı görülüyor.
Geçtiğimiz 7’nci Dönem Toplu Sözleşme süreci de bunun en büyük örneği. Koskoca iki yıl heba oldu. Verilen sözler ve vaatler boşa çıktı. Umutlar yarım kaldı. Yardımcı Hizmetler Sınıfı, Kamu Mühendisleri, Kamu Avukatları, Kamu Şefleri, Müdürler, Gelir Uzmanları, teknik personel, SGK Personeli, Dışişleri Sözleşmeli Personeli, TSK ve EGM Sivil Memurları vb. herkes hayal kırıklığına uğramış durumda.
Bu hayal kırıklıklarının devamında bir gerçek daha var ki memur kendini “Değersiz” hissediyor. Hatta, “Değersizleştirildiğini” düşünüyor.
Bunun için sebep-sonuç ilişkisine baktığımızda, en büyük sebebin “Siyasallaşmış sendikalara üye olunarak yetki verilmesi ve yetkinin toplu sözleşmelerde heba edilmesi” olduğu görülüyor.
Dolayısıyla, memurları açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasına hapseden siyasallaşmış konfederasyon sendikalarına yetki vermenin bedelini memurların tamamının ödediğini ve vebalinin olduğunu hepimizin bilmemiz gerekiyor.
Değerli Arkadaşlarım;
Amasya Genelgesinin “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” Maddesi, memurların içinde bulunduğu durumdan kurtulması için en büyük rehberdir.
Memurlar hak ettiği değeri bulabilmesi için siyasallaşmış sendikalardan uzak durmalı, tercihini bağımsız sendikalardan yana kullanmalı, gerçek hak ve hukuk mücadelesine destek olmalıdır.
Yoksulluktan kurtulmak ve hak ettiğimiz değeri tekrar kazanmak istiyorsak, mücadelede ben de varım diyorsak, yerimiz ve yuvamız SAVDES-SEN…
Saygılarımla.
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel Başkanı
© 03.01.2024
GENEL BAŞKANDAN YENİ YIL MESAJI…
Değerli Arkadaşlarım,
Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını kutladığımız 2023 yılında 11 ilimizi kapsayan asrın felaketini yaşadık. Tüm vatandaşlarımızla birlikte yaralarımızı ele ele sarmaya çalıştık.
2023 yılında, memur ve emekliler olarak toplu sözleşme hüsranının 7'ncisini yaşadık. Maddi sıkıntıların yanında Yardımcı Hizmetler Sınıfı, Kamu Mühendisleri, Kamu Avukatları, Kamu Şefleri, Müdürler, Yeterliğe Tabi Gelir Uzmanları, teknik personel vb. herkes hayal kırıklığına uğradı, umutlar yarım kaldı. Bir süreç ve önemli bir fırsat heba oldu. Verilen sözler yine tutulmadı. Vaatler boşa çıktı.
Bu ahval içerisinde, bizler 2024 yılı artık umut yılı olsun, sorunlar artık çözülsün istiyoruz.
2024 yılına girerken Yüce Mevla’dan dileğim; "Artık felaketler, yokluklar, yoksulluklar ve açlıklar yaşanmasın, canlar yitirilmesin. 2024 yılı artık tüm bunların telafi yılı olsun."
Bu duygu ve düşünceler ile yeni yılınızı en içten dileklerimle kutluyor, ailenizle birlikte sağlık mutluluk ve esenlik dolu günler diliyor, 2024 yılında dünyamıza ve insanlığa sağlık, coğrafyamıza barış, ülkemize huzur ve refah temenni ediyorum.
Sevgi ve saygılarımla…
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel Başkanı
© 31.12.2023
KAMU ÇALIŞANLARI ARASINDA ADALET SAĞLANMALIDIR...
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmekte olan ve ekonomi alanında bazı düzenlemeler içeren torba yasa kapsamında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) yönetici ve uzmanlarına 30 bin TL'ye kadar ek tazminat verilmesine dair önerge kabul edilmiştir. Bu gelişmeyi, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile gasp edilen hakların iade edilmesi açısından önemli buluyoruz. Ancak yeterli görmüyoruz.
Söz konusu torba yasa kapsamına;
* Vergi Dairesi Müdürleri, Gelir Uzmanları, Defterdarlık Uzmanları, Şube Müdürleri, Şefler, Kamu Mühendisleri, Kamu Avukatları gibi kariyer kadro ve meslekler için ek tazminat (makam ve görev tazminatları dahil) verilmesi hususunun eklenmesi,
* 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1’inci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen EK-12’nci maddenin iptal edilerek, Millî Savunma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı Hazine ve Maliye Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, İŞKUR ve Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarına ek tazminat verilmesi,
* Kariyer uzmanlıklarında taşra-merkez ayrımının kaldırılması ve kariyer uzmanları arasında mali hak dengesinin sağlanması,
* Memurun oturabileceği orta halli bir daire kirasının büyükşehirlerde 15.000 ila 25.000 aralığına yükseldiği dikkate alınarak, 1994 ila 2005 yılları arasında 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında memurlara ödenen “Lojman Tazminatı” piyasa rayiçlerine uygun olarak tüm memurlara yeniden ödenmesi,
* Memurlara, Ocak ve Temmuz ayları ile Ramazan ve Kurban Bayramları olmak üzere yılda dört defa net birer maaş tutarında ikramiye verilmesi,
* Kamunun kanayan yarası “Yardımcı Hizmetler Sınıfının” kaldırılması, mevcut personelin eğitim ve mesleklerine uygun diğer hizmet sınıflarına atandırılması, sağlanmalıdır.
* Hakkaniyet, Adalet, adil bir gelir dağılımı ve memurların da refahtan pay alabilmesi için belirtilen hususların torba yasa kapsamına dahil edilerek çözümlenmesinin, memur ve emeklilerinin beklentilerini karşılayacağını ve tüm kesimlerde memnuniyet yaratacağını düşünüyor, SAVDES-SEN olarak konunun takipçisi olacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel Başkanı
© 30.11.2023
TOPLU SÖZLEŞME MAĞDURU 01 NOLU HİZMET KOLUNDAKİ MEMURLAR NE İSTİYOR?
Değerli Arkadaşlarım;
Toplu sözleşme mağduru 01 Nolu Hizmet Kolundaki memurlar ne istiyor? Sorusunu kısaca özetleyeyim.
Malum olduğu üzere, geçtiğimiz Ağustos ayında gerçekleştirilen 7’nci Dönem Toplu Sözleşme süreci ve sonuçları, memur ve emeklilerinin derdine derman olamamış, önemli bir fırsat heba edilmiş, yaşanan ekonomik sıkıntılar had safhaya çıkmıştır.
Duruma şöyle bir bakalım.
TÜRK-İŞ, Kasım 2023 ayı açlık yoksulluk sınırını 45 bin 686 TL olarak açıklamış, yoksulluk sınırı altında açlıkla mücadele eden memurları ilgilendiren yıllık gıda enflasyonu ise % 80,12’ye ulaşmıştır.
Diğer taraftan, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet YILMAZ tarafından açıklanan, “Merkez Bankasının 2024 yılı enflasyon tahminini %36 olarak güncellediği”, 7’nci Dönem Toplu Sözleşme kapsamında 2024 yılının ilk altı ayında %15, ikinci altı ayında ise %10 olmak üzere toplamda %25 oranında maaş artışı öngörüldüğü ve Merkez Bankasının şimdiye kadarki tahminlerinin büyük oranda gerçekleşen enflasyondan düşük çıktığı dikkate alındığında memurlara Ocak 2024 ayında verilecek %15+enflasyon farkının yeni bir kayıp ve mağduriyete neden olacağı aşikardır.
Diğer taraftan, Bahçeşehir Üniversitesi BETAM tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre, 2022 yılında Türkiye genelinde kiralık konut ilan m2 fiyatındaki yıllık artış oranı ortalaması %172,9, 2023 yılı ilk altı aylık dönemindeki artış oranı ortalaması %121,1 olarak açıklanmıştır. Bu veriler ışığında bir memurun oturabileceği orta halli bir daire fiyatı büyükşehirlerde 15.000 ila 25.000 aralığına yükselmiştir.
Dolayısıyla, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre 20.352 TL kamuda en düşük ücret alan bir memurun, bu ücretlerle yeni bir konut kiralayabilmesi ve yaşamını idame ettirebilmesi imkânsız hale gelmiştir.
Çözüm bellidir. 7’nci Dönem Toplu Sözleşme süreci heba edilmiştir. Ancak hükümetimiz çıkaracağı torba yasalar ile sorunu çözme imkân ve kabiliyetine sahiptir.
Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi memur ve emeklilerinin mali açıdan refaha kavuşabilmesi ve hak ettiği payı alabilmesi için;
* En düşük memur maaşı yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalı, vergi dilimi %15’te sabitlenmeli, ülkenin büyüme oranında refah payı her yıl ücretlere ayrıca yansıtılmalı, seyyanen zam uygulamasından vazgeçilerek artışlar taban aylıklara yansıtılmalı,
* Memurların, sınıf, kadro ve derece bazında mali haklarını düzenleyen 17 Nisan 2006 tarihli “Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlar Kararı” ile 375 sayılı KHK ve eki cetveller, sil baştan yeniden düzenlenmeli, kadro, sınıf, görev, risk ve sorumluluklar dikkate alınarak adalet ve hakkaniyet sağlanmalı,
* 1994 ila 2005 yılları arasında 375 sayılı KHK kapsamında memurlara ödenen “Lojman Tazminatı” piyasa rayiçlerine (15.000 ila 25.000 TL aralığında) uygun olarak tüm memurlara yeniden ödenmeli,
* Memur ve emeklilerine, Ocak ve Temmuz ayları ile Ramazan ve Kurban Bayramları olmak üzere yılda dört defa net birer maaş tutarında ikramiye verilmeli,
* Sosyal yardımlar kapsamında; aile yardımı 5.000 TL’ye, çocuk yardımı her bir çocuk için 2.000 TL’ye çıkarılmalı, yemek yardımı kapsamında öğle yemekleri memurlara ücretsiz verilmeli veya maliyeti hesaplanarak 22 gün üzerinden memurlara topluca ödenmeli, tayın bedeli katsayısı 2.100’den 6.000’e çıkarılmalı, Giyecek Yardımı Yönetmeliği güncellenmeli,
* Emekli ikramiyesi, TOKİ’nin 100 m² konut maliyetini karşılayacak seviyeye çıkarılmalı,
* Şef, Müdür Yardımcısı, Başmühendis ve Müdür/Şube Müdürü kadrolarında görev yapan orta ve alt düzey yönetici personele hiyerarşik bir düzen içerisinde 8.000 puana kadar görev ve 2.000 puana kadar makam tazminatı verilmeli, ek gösterge ve tazminat yansıtma oranları artırılmalı, müstakil birim müdürlüğü yapan personele “temsil tazminatı ve temsil ödeneği” verilmeli,
* Kamu mühendislerimizin, mali hakları yeniden düzenlenmeli, teknik sorumluluk tazminatı verilmeli, emekli kamu mühendislerine 15.000 puan karşılığı ek ödeme yapılmalı, “Mühendislik Meslek Kanunu” çıkarılmalı, Tekniker ve Teknisyenlerin ek gösterge, tazminat yansıtma oranları, özel hizmet ve ek özel hizmet tazminatları da hiyerarşi içerisinde artırılmalı,
* Kariyer uzmanlıklarında taşra-merkez ayrımı kaldırılmalı ve kariyer uzmanları arasında mali hak dengesi sağlanmalı, ayrıca Yeterliğe Tabi Gelir Uzmanlarının görev tanımları yapılarak, inceleme yetkisi verilmeli, ayrıca Gelir İdaresi çalışanlarımızın vergi vb. kamu borçlarının yapılandırılması kapsamında artan iş yüklerinin tazmini için “%50 oranında Mali Hizmetler Tazminatı” verilmeli,
* Dışişleri Bakanlığı yurtdışı teşkilatında görevli “sözleşmeli personelin” ücretleri ülkenin şartlarına göre en az iki kat artırılmalı, ülkenin enflasyon farkları ücretlere yansıtılmalı, sıla bileti, eğitim yardımı, kira yardımı gibi sosyal yardımlardan yararlanmaları sağlanmalıdır. %5’lik bir ücret artışının personelin mağduriyetini gidermeyeceğinin ve derdine derman olamayacağı bilinmeli,
* Millî Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli memurlara, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda yapılacak düzenleme ile “4.000 gösterge puanı karşılığı Ek Ödeme” verilmeli,
* EYT ve prim borçlarının yapılandırılması kapsamında iş yükü oldukça artan Sosyal Güvenlik Kurumu personeline “%50 oranında Sosyal Güvenlik Tazminatı” ödenmeli, kurum içinden atama yapılacak şekilde “Sosyal Güvenlik Uzmanı ve Uzman Yardımcısı” kadroları ihdas edilmeli,
* Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünde fazla çalışma karşılığında üniformalı personele verilen “Asayiş Tazminatı”, bu kurumlarda görevli Devlet memurlarına da verilmeli, sivil Devlet memurlarının da diğer Jandarma, Emniyet ve Sahil Güvenlik personeli gibi “Toplu Taşıma Hizmetlerinden” ücretsiz faydalandırılması sağlanmalı,
* 15 Ocak 2016 tarihinden sonra kamu kurum ve kuruluşlara açıktan atama suretiyle istihdam edilen Devlet memurları ile kadroya geçirilen sözleşmeli personele, geçmiş dönemlerde olduğu gibi ilave bir derece verilmesi sağlanmalı,
* Çalışırken birinci dereceye gelmiş tüm memurlara, sınıf ayırımı ve herhangi bir şart getirilmeksizin 3.600 ek gösterge verilmeli, hiyerarşik düzen çerçevesinde tazminat yansıtma oranları artırılmalı, ayrıca 5510 sayılı Kanuna göre işe alınan memurlar ile 01 Ekim 2008 tarihinden sonra işe alınan 5434 sayılı Kanuna tabi memurların emekli maaşı bağlama sistemi eşitlenmeli, stajda geçen süreler emeklilik hesabına dahil edilmeli, Askerlik borçlanmasının işe başlama tarihini öne çekmesi sağlanmalı, yaşanan mağduriyet giderilmelidir
Adalet ve hakkaniyet için, adil bir gelir dağılımı için memurların da refahtan pay alabilmesi için yukarıda belirtilen her maddenin hükumetimiz tarafından torba yasalar veya diğer mevzuat çerçevesinde ele alınarak çözümlenmesi, memur ve emeklilerinin beklentilerini karşılayacak ve tüm kesimlerde memnuniyet yaratacaktır.
Saygılarımla…
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel Başkanı
© 29.11.2023
HAKKANİYET İÇİN...
Kamunun kanayan yarası, "Yardımcı Hizmetler Sınıfı Kaldırılmalı, mevcut personel herhangi bir şarta bağlı olmaksızın eğitim ve kadrolarına uygun diğer hizmet sınıflarına atandırılmalı, mali hakları yeni hizmet sınıflarına göre yan ödeme kararnamesinde düzenleme yapılmalıdır.
Yaklaşık 140.000 kişinin 1965 yılından bugüne devam eden sorunları devam ederken, 7'nci Dönem Toplu Sözleşmede sadece itfaiyecilerin sorununu çözmek, hakkaniyete sığmamaktadır. Bu şekliyle, önemli bir fırsat heba edilmiştir. Sorumluları vicdanları kanatmıştır.
SAVDES-SEN dün olduğu gibi bugün de kararlılıkla Yardımcı Hizmetler Sınıfı sorununun çözülmesi için var gücü ile çalışmaya, kararlılıkla mücadele etmeye devam etmektedir.
Her zaman dediğimiz gibi, "Biz varız, hazırız, kararlıyız."
Saygılarımla…
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel Başkanı
© 11.10.2023
MEMUR VE ENFLASYON…
Değerli Arkadaşlar;
TÜİK, Eylül 2023 ayı Tüketici Fiyat Endeksini (TÜFE) %4,75 olarak açıkladı. Daha önce Temmuz 2023 ayı için açıklanan %9,43 ve Ağustos 2023 ayı için açıklanan %9,09 TÜFE oranları ile birlikte, daha ilk üç ayda %18,04 enflasyon farkı çıkmış oldu.
Malum olduğu üzere, TÜRK-İŞ Eylül 2023 ayı dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırını 43.433 TL olarak açıkladı.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan “Türkiye Ekonomisinde Haftalık Gelişmeler ve Genel Görünüm 29.09.2023” Raporuna göre en düşük memur ücreti 20.352 TL, ortalama memur ücreti ise 22.419,5 TL olarak belirlenmiştir.
Bu verilere göre;
* En düşük memur maaşı, yoksulluk sınırının %47’sine, ortalama memur maaşı yoksulluk sınırının %51,6’sına tekabül etmekte, diğer bir anlatımla memurların %90’ı yoksulluk sınırı altında, bunların büyük çoğunluğu da yoksulluk sınırının yarısı kadar ücret almaktadır.
* Enflasyon nedeniyle, memurun Temmuz 2023 ayında aldığı zam erimiş, en düşük ücret alan memurun Eylül ayında 3.672 TL alım gücü kaybı oluşmuş, Merkez Bankasının %65 oranındaki 2023 yılı enflasyon beklentisi gerçekleşmiş olsa dahil, altı ay boyunca yaklaşık bir maaş alım kaybı yaşayacağı, dolayısıyla mevcut toplu sözleşme mevzuatı ve hükümleri ile memur aslında yılda 12 maaş yerine 10 maaş almış olacaktır.
Değerli Arkadaşlar;
Rakamlar ortada, resim nettir. Yoksulluk sınırı altına daha ne kadar vakit kaybedilecektir?
Yaşanan sorun, sağlam bir duruş ve mücadele ile gayet basit bir şekilde çözülebilecektir. İşçi sendikaları ile memur sendikalarının yaptığı toplu sözleşme süreçlerine bakıldığında, ne demek istediğimiz net bir şekilde anlaşılacaktır.
Dolayısıyla “senin seçimin, senin geleceğindir.”
Geleceğini belirlemek için sizleri; etkin, üretken ve saygın sendikacılığın adresi, yeni nesil sendikacılığın temsilcisi, emeğin ve onur mücadelesinin adı SAVDES-SEN’de yerinizi almaya, hak ve hukuk mücadelesine destek olmaya davet ediyoruz.
Biz varız, hazırız, kararlıyız.
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel Başkanı
© 03.10.2023
TOPLU SÖZLEŞME ALDATMACASI…
Toplu sözleşme aldatmaca üzerine kurulu bir tiyatrodur. Sonuçlarını reddediyoruz, kabul etmiyoruz.
Memurları ve emeklilerini açlık sınırına hapseden ve bunu da kazanım gibi sunmaya çalışan yetkili sendikayı da kınıyor, protesto ediyoruz.
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel Başkanı
© 06.09.2023
NE VAR DERSENİZ?
7'nci Dönem Toplu Sözleşme süresi sonucunda yetkili konfederasyonun kazanım olarak açıkladığı 341 maddeye bakıldığında ne yoksulluk sınırı üzerinde ücret, ne bayram ikramiyesi, ne eş ve çocuk yardımı artışı, ne kira yardımı, ne emekli ikramiyesinin artışı, ne 8.077 TL seyyanen zammın taban aylıklara yansıtılması, ne de vergi diliminin %15’te sabitlenmesi yer alıyor.
Bir yıl boyunca çözeceğiz vaatleri verilen, reklamları yapılan sınıf ve kadrolar bazındaki sorunların çözümü de göremiyoruz.
TÜRK-İŞ verilerine göre dört kişilik bir ailenin Ağustos 2023 ayı yoksulluk sınırı 39.733 TL, en düşük memur maaşı 20.352 TL.
Dolayısıyla, memurların %90'ı yoksulluk sınırı altında kalmıştır. Korkarım bu toplu sözleşme sonucu memurları yine açlık sınırına düşürecektir.
Daha iki ayda çıkan %12,68 oranındaki enflasyon farkı, yani alım gücü kaybı da işin cabası.
Hal böyle iken, şimdi sorarım, bu toplu sözleşmenin içeriğinde ne var sizce?
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel Başkanı
© 05.09.2023
SİYASALLAŞMIŞ SENDİKACILIĞIN MEMURLARI GETİRDİĞİ DURUM…
7'nci Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Görevlileri Hakem Heyeti kararının Resmî Gazetede yayımlanması ile birlikte yine hüsranla sona erdi.
Siyasallaşmış, pasifize edilmiş, sahaya çıkmaktan çekinen sendikacılığın sonu...
"Hayat eylemdir laf değildir. Eylem getirmeyen fikir sahtedir." demiş Osman PAMUKOĞLU.
Evet hayat eylemdir, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da meydanlardayız, sahadayız.
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel Başkanı
© 03.09.2023
PROJE: ÖNCE ALIŞTIRMA, SONRA UNUTTURMA TİYATROSU...
7'nci Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri sonucunda; 11 hizmet kolunda 291, kamu çalışanlarının geneline yönelik ise 50 madde olmak üzere toplamda 341 madde üzerinde uzlaşma sağlandığı, maaş artışlarına yönelik hususların ise hakem heyetine bırakıldığı açıklandı.
Diğer bir anlatımla alışık olmadığımız karma bir yöntem... "Masadan kaçmadık, sorumlulukta almadık yöntemi."
Sonuç itibariyle, memur ve emeklilerine TÜİK enflasyonu kadar artış, yani sıfır zam...
Hizmet kolları mı? 01 Büro, Bankacılık ve Sigortacılık hizmet kolunda 27 civarı madde var, neredeyse tamamına yakını 6'ncı Dönem Toplu Sözleşmeden kalma ve çoğunluğu fazla çalışma ücretinin saat başı 5,40 TL artışı ile ilgili.
5,40 TL fazla çalışma ücretinin ve bazı kadrolara verilen 5-10 puanlık özel hizmet tazminatı artışının; açlık sınırına itilen ve neredeyse %90'ı yoksulluk sınırı altında kalan memurları ekonomik olarak rahatlatacağına inanan ve sahte kazanım açıklamalarına kendi de inanmayan yetkili sendikal yapıların basiretsizlik ve beceriksizlik üzerine sahnelediği tiyatroyu izliyoruz.
Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın, önümüzdeki aylarda cebimizden çıkacak 2023 yılı enflasyon farkını, 2024 yılı zammı gibi lanse etmesini de hayretle karşılıyoruz.
Ve diyoruz ki; "Ne de olsa, bir haftada alışır, sonra da unuturuz."
Maalesef, sahnelenen toplu sözleşme tiyatrosunun son bölümü bu senaryoya dayanıyor.
Ancak kimse farkında değil, memur ve emekli ekonomik krizi çoktan aştı, resmen buhran yaşıyor.
Yetkili konfederasyon, yaptıklarınızı siz unutmayın, huzur-u mahşerde vebalini aldığınız 6 milyon memur ve emeklinin hesabını siz vereceksiniz, biz de şahitlik edeceğiz, şikayetçi olacağız.
Bu yapılanları unutmadan, emeğe ve alın terine sahip çıkmaya devam edeceğiz.
31 Ağustos 2023'ten itibaren, bugüne kadar olduğu gibi meydanlarda ve sahalarda olacağız. Haklılığımızı haykıracağız, memur ve emeklileri itildikleri buhrandan çekip çıkarmak için var gücümüzle mücadele edeceğiz.
Biz varız...Bizi takip etmeye devam edin.
Sizleri de emeğin ve onur mücadelesinin adı SAVDES-SEN çatısı altında mücadele etmeye bekliyoruz.
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel Başkanı
© 24.08.2023
TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİ ENDİŞE YARATIYOR…
7’nci Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri kapsamında, kamu işveren heyeti adına açıklama yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Prof. Dr. Vedat IŞIKHAN, ilk teklif olarak 2024 yılının birinci altı aylık dönemi için %14, ikinci altı aylık dönemi için %9, 2025 yılının ilk altı aylık dönemi için %6, ikinci altı aylık dönemi için %5 oranında artış öngördüklerini açıkladı.
Bayram ikramiyesi, eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, emekli ikramiyesi, 8.077 TL seyyanen zammın taban aylıklara yansıtılması, vergi diliminin %15’te sabitlenmesi gibi mali hakları ilgilendiren hiçbir düzenlemeden bahsetmedi.
Halbuki, Sayın Cumhurbaşkanımız AK Partinin 22’nci kuruluş yıldönümü vesilesiyle yayımlamış olduğu video açıklamada “Küresel ekonomik krizin oluşturduğu pahalılığın milletimizi bunalttığının farkındayız. Bunu da çözeceğiz.” demişti.
Yetkili konfederasyon adına açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısının toplu sözleşme sürecine yönelik basına da yansıyan açıklamalarında yer alan “sürecin teamüllerin dışına çıkılarak yürütüldüğü” ve "Sayın Bakanın iyi niyetini görüyoruz ve müzakere aşamasında ifade ettiği güven teminatını önemli buluyoruz. Toplantı tutanağını değil sözümüzün güvenini esas alın, dediler.” söylemleri, toplu sözleşmenin memur beklentilerini karşılamaktan uzak kalacağı düşüncesi oluştururken bir taraftan da konunun hakem heyetine bırakabileceği endişesini doğuruyor.
Sonuç itibariyle, Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın açıkladığı tekliflerin, sorunu çözmekten çok uzak olduğu ve sabit gelirli olan memur ve emeklilerini memnun etmediğini ve beklentileri karşılamadığını belirtmek isterim.
Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın içimizi rahatlatan tek açıklaması Merkez Bankasının 2023 yılı enflasyon beklentisine atıf yaparak “Ocak 2024'te yüzde 25 enflasyon farkı vereceğimizi öngörüyoruz.” cümlesi oldu. Nedenine gelince, “7456 sayılı Kanun çerçevesinde verilen 8.077 TL seyyanen zam bahane edilerek, 2023 yılı ikinci yarısında oluşacak yaklaşık %35,7 oranındaki tahmini enflasyon farkının memur ve emekli ücretlerine yansıtılmayabileceği” endişemizdi.
Hep söylemişimdir; toplu sözleşme masası konfederasyon ve sendikalar için vebal ve sorumluluk masasıdır. Sızlanma ve oyalanma masası değildir. Dikkatli olunmalı, dik durulmalıdır. Açlığa mahkûm edilecek milyonların huzur-u mahşerdeki hesabı ağırdır, unutulmamalıdır.
Dolayısıyla, süreç halen devam ediyor. Tüm bu hususlar çerçevesinde, kamu işveren heyeti, Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarına uygun olarak, teklifini beklentileri karşılayacak şekilde revize etmeli, yeni teklifleri ile memur ve emeklilerinde memnuniyet yaratmalıdır. Sorun masada çözümlenmeli, masa dışına taşınmamalıdır.
Takip ediyoruz, bekliyoruz.
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel Başkanı
© 14.08.2023