GÜNCEL EKONOMİK PORTREMİZ
Değerli Arkadaşlar;
Son iki yılda Devletin memurlarını açlık sınırına getiren konfederasyon ve onun küçük ortağının aymazlığını anlatmaktan biz yorulduk, onlar pişkin pişkin dolaşmaktan, haklarımızı gasp etmekten yorulmadılar.
Fuzuli’nin dediği gibi “Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.”Ancak, biz susmayacağız. Doğruları anlatmaya devam edeceğiz.
İsterseniz ekonomik göstergeleri tekrar hatırlayalım.
TÜRK-İŞ, Mart 2023 ayı için, dört kişilik bir ailenin açlık sınırını 9.541 TL, yoksulluk sınırını 31.241 TL, bekar bir personelin yaşam maliyetini ise 12.470 TL olarak açıklanmıştır.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının yayımladığı “Türkiye Ekonomisinde Haftalık Gelişmeler ve Genel Görünüm31 Mart 2023” başlıklı raporunda yer alan “Seçilmiş Ücret ve Aylıklara İlişkin Bazı Göstergeler” tablosunda, En Düşük Memur Maaşı 10.441,9 TL, Ortalama Memur Maaşı 12.200,5 TL, en yüksek Devlet memuru maaşı 44.041 TL olarak gösterilmiştir.
Matematik kurallarına göre, iki sayının ortalaması, iki sayının toplamının yarısı olarak hesaplanır. (44.041 TL + 10.441,9 TL) / 2 = 27.241,45 TL
Ancak, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre ortalama memur maaşı 12.200,5 TL. Bu ne anlama geliyor?
Memurların %90’ı bekar bir personelin yaşam maliyetinin altında, açlık sınırında ücret alıyor.
Ancak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Vedat BİLGİN, bir televizyon programında kamu çalışanlarının alım güçlerinin arttığını ifade ederek, memurların 20 Bin TL civarı ücret aldığından bahsetmiş. Anlamadığım konu; Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerinde mi yanlışlık var? yoksa Sayın Bakanımızın açıklamalarında mı?
2023 yılı enflasyon rakamlarından da bahsetmeden geçmeyelim.
TÜİK tarafından Ocak 2023 ayı enflasyon oranı %6,65, Şubat 2023 ayı enflasyon oranı % 3,15, Mart 2023 ayı enflasyon oranı %2,29 olmak üzere üç aylık enflasyon %12,52 olarak açıklandı.
Toplu sözleşmeye göre, Ocak 2023 ayında %8 artış alındığı dikkate alındığında, daha üç ayda %4,52 enflasyon farkı oluştu. Birileri hemen ocak ayında %30 aldıkya der gibi olduklarını hissediyorum. %30’un, %8,48’i 2022 yılı ikinci altı aylık enflasyon farkı, %8’i toplu sözleşme artışı, %13,52’si ise kanun ile verilen ilave artıştır. Dolayısıyla, mevcut enflasyon farkı ve önümüzdeki üç aylık enflasyon tahminlerine bakıldığında, %13,52 ilave dahi alım gücü kayıplarını karşılamaktan oldukça uzak kalabilecektir.
Diğer taraftan, ülkemiz TÜİK verilerine göre 2021 yılında %11,4, 2022 yılında ise %5,6 oranında büyüdüğü, dolayısıyla ülkenin ekonomisinin son iki yılda %17,96 oranında büyüdüğü, ancak memurlara büyümeden pay verilmediği için Gayri Safi Yurt İçi Milli Hasıla içindeki memurların payınınson iki yılda toplam %17,96 küçüldüğü, ve bu alım gücü kaybının refah payı olarak memurlara verilmediğini, bu nedenle memurların açlık sınırına itildiğini, ev, araba, eşya vb. almalarının artık hayal olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Bunların dışında başka bir husus daha. 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kamuda, ana görevlere yardımcı görevleri yapmak üzere şartsız ve sınavsız bir şekilde kadroya alınan bir işçiye Nisan ayında ödenecek rakam 30.000 TL’yi buluyor. Bordrolara bakabilirsiniz. Gelecek zamlar hariç…
Muhtemelen Sayın Bakanımızın dili sürçtü. İşçi diyeceğine memur dedi…
Evet, Değerli Arkadaşlarım;
Durumun vahameti gayet açık.
Eşit işe eşit ücret adıyla, zorlu ve nitelikli görevleri yürüten memurlara verilen ilave tazminat, ikramiye vb. ödemeleri 666 sayılı KHK ile kaldırılmasını sağlayan, imzaladıkları toplu sözleşmeler ile memurların %90’ını açlık sınırına iten, TGRT Haber’de spikerin %30 artış yeterli mi? sorusuna “yeterlidir” cevabı veren yetkili konfederasyon ve küçük ortağı konfederasyon, bu hale rağmen halen pişkin pişkin hayal satmaya devam ediyor, tweet atarak gönül almaya, süslü tablolar hazırlayarak göz boyamaya çalışıyor.
Akıllarından “eylemin” e’si dahi geçmiyor. Biri yalancıktan sendikacılık oynuyor, diğeri yalancı pehlivanlar gibi 01 Büro Bankacılık ve Sigortacılık Hizmet Kolunda yetkiyi ben alacağım masalı anlatıyor. Bunca, sorun ve sıkıntıya rağmen vicdanları dahi sızlamıyor.
Ancak, memurun canı yanıyor. Seçime gidiliyor, torba yasalar çıkıyor, yetkiden bahsedenlerin esamesi okunmuyor. Bir de sürekli toplu sözleşme masası işaret ediliyor. Biz sizin cemaziyelevvelinizi biliriz. 6 ayrı toplu sözleşmede açlık sınırına getirdiğiniz memurları, yedincisinde herhalde mezara koyar, helvasını dahi dağıtmazsınız.
Türkiye’nin bağımsız ve en büyük sendikası olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.Türkiye’nin siyasallaşmayacak en büyük bağımsız konfederasyonunu kurma hayalimizle çalışıyoruz. Ve biliyoruz ki, hayal edemediğiniz şeye hiçbir zaman kavuşamazsınız.
Memur arkadaşlarımıza da; “yetkili konfederasyon ve küçük ortağının tüm bu aymazlıklarına rağmen, durum karşısında “öğrenilmiş çaresizlik” içerisinde olmayın, olanı biteni kabullenmeyin, hele “Stockholm Sendromu (katiline aşık olma durumu)” içerisinde hakkınızı gasp edenlere ve tek derdi aidat olanlara destek vermeyin, umurunda olmadıklarınızı sizde umursamayın, sınıf bilinci ile hareket ederek, geleceğiniz, hakkınız ve hukukunuz için mücadele edenlerin yanında olun” çağrısında bulunuyor, saygılarımı sunuyorum.
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel Başkanı
© 04.04.2023