EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET POLİTİKASI VE 666 SAYILI KHK KIYIMI
Devlet üstlendiği hizmetleri, devleti oluşturan kurum ve kuruluşlarda, sorumluluk ve yetki verdiğimemurlar vb. kamu çalışanları eliyle yürütür. Bunun karşılığı olarak ta bir aylık öder.
Devlet memurlarının aylıkları, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 152’nci maddesine göre çıkarılan ve 05 Mayıs 2006 tarihli ve 26159 sayılı Resmî Gazete yayımlanan “Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Karar (Yan Ödeme Kararnamesi)” ve 375 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameye göre ödenir.
Bunun yanında, her kurumun özelliği, çalışma koşulları vb. çerçevesinde o kurum personeli için kendi kuruluş ya da personel kanunlarında gerek işin güçlüğü gerek fazla çalışma gerek se iş riskleri karşılığında tazminat, ikramiye, katkı payı, havuz parası, fazla çalışma ücreti vb. gibi özel ödemeler düzenlenmiş ve bu husus yıllarca uygulanmıştı.
Örneğin Millî Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurları, TSK İç Hizmet Kanunundaki disiplin ve çalışma koşulları çerçevesinde 926 sayılı Kanunun Ek-17/c maddesi gereği %45 oranında tazminat almaktaydı. Kadro ismi aynı olsa da herkes farklı kurumlarda farklı çalışma koşullarında farklı görevleri yürütmekteydi.
Örneğin Millî Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurları, TSK İç Hizmet Kanunundaki disiplin ve çalışma koşulları çerçevesinde 926 sayılı Kanunun Ek-17/c maddesi gereği %45 oranında tazminat almaktaydı. Kadro ismi aynı olsa da herkes farklı kurumlarda farklı çalışma koşullarında farklı görevleri yürütmekteydi.
Ancak, Türkiye’de sendikacılığı hak almak yerine hak gasp etmek üzerine kurmuş olan 2008 yılına kadar yetkili olan KAMU-SEN ile 2009 yılından itibaren yetkili olan MEMUR-SEN, “Eşit işe eşit ücret” safsatası ile girişimlerine başlamış, çalışma koşulları, görev ve sorumlulukları açısından zorlu görevler yürüten personeli hiçe sayarak, kadro adından hareket ederek ücretleri eşitleme yoluna gitmişlerdir.
Bu çerçevede, 2 Kasım 2011 tarih ve 28103 (mükerrer) sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname çıkarılarak, özel düzenlemelerin tamamı iptal edilmiş, zorlu olan çalışma koşulları aynı şekilde devam ederken, karşılığı olan özel ödemeler yok edilmiştir.
Örneğini günümüzde, EYT ve prim borçlarının yeniden yapılandırılması kapsamında çok zorlu bir çalışmanın içerisine giren Sosyal Güvenlik Kurumu Personeli ve vergi borçları ve Devlet alacaklarının yapılandırılması kapsamında iş yükü artan Gelir İdaresi personeli olarak gösterebiliriz. Geçmiş dönemde, bedelli askerlik döneminde Askerlik Şubesi çalışanlarının, durumu da buna örnek olarak gösterilebilir.
Bugün, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname nedeniyle ikramiye ve katkı payı kaldırılanSosyal Güvenlik Kurumu Personeli iş yükü ve nimet-külfet dengesizliği nedeniyle isyan ediyor, bunun müsebbibi MEMUR-SEN ve KAMU-SEN yalanlarla süreci idare etmeye çalışıyor.
Altı dönem halinde imzalanan toplu sözleşme hükümlerinin ve sözleşmeleri imzalayan sendikaların kifayetsizliği, artan enflasyon, kira fiyatları ve yıllardır devam eden alım gücü kayıpları nedeniyle, memurlar fakirleşmiş, ihtiyaçlarını gidermekten uzaklaşmış, ücretler açlık sınırına kadar inmiştir.
Gelinen aşamada bir gerçek var ki, 666 sayılı KHK’nın verdiği zarar acilen giderilmeli, TBMM kapanmadan önce çıkarılacak son torba yasa ile, 666 sayılı KHK’nın 1’inci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen EK-12’nci madde iptal edilmeli, iptal edilmiş ödemelerin tamamına tekrar işlerlik kazandırılmalı, ücretlerde bozulan adalet ve hakkaniyet yeniden sağlanmalıdır. Kısacası, kıyıma artık dur denilmelidir.Bunun için her veri dosyalar halinde hem kurumlara hem Cumhurbaşkanlığına hem siyasi partilere hem de çok sayıda milletvekiline gönderilmiş ya da elden teslim edilmiştir. Dolayısıyla, bilmiyorduk, haberimiz yoktu dönemi bitmiştir.
Çalışma barışı için, hakkaniyet için bu adımı atmak hükümetin sorumluluğudur.
Başka bir husus var ki, o da hakkı gasp edilen memur arkadaşlarımıza düşmektedir. 666 sayılı KHK’nın mimarları, memurları elbirliği açlık sınırına indiren kadroların yönettiği MEMUR-SEN ve KAMU-SEN’i yalnız bırakıp, gasp edilen hakların hesabının sorulmasıdır.
Artık sözün ve vaatlerin tükendiği, sabrın bittiği yerdeyiz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Tuncay CENGİZSAVDES-SEN Genel Başkanı
© 20.03.2023